FIKIH’TA TAHARET ADABI!

FIKIH’TA TAHARET ADABI!

TAHARET )الطهارة Bu lafız lügat itibarıyla temizlik’ manasınadır. Fıkıh ıstılabında hakiki veya hükmi pislikten temizlenme manasınadır.

Hakīkı pislikten temizlenme üç kısımdır:

1- Beden temizlığı;

2- Mekan temizlığı;

3- Elbise temızlığı Hükmi pıslık (abdestsızlık, cünüplük)ten temizlenme iki kısımdır:

1- Abdest almak;

2- Gusletmek (boy abdestı almak).

KENDİSİYLE TEMİZLİK CAİZ OLAN SULAR

Kendisiyle temizlik caiz olan sular, yedi kısımdır:

(1) Yağmur suyu

(2) Deniz suyu

(3) Irmak suyu

(4) Kuyu suyu

(5) Kar suyu

(6) Dolu suyu

(7) Göze (pınar) suyu.

SULARIN KISIMLARI:

(Vasıfları itibariyle) sular beş kısımdır:

1- Temiz, (başkasını) temizleyen ve (kullanımı) mekrüh olmayan. Bu su mutlak sudur.

MUTLAK SU: Kayıtsız kendisine su denilip yaratılış özelliği üzerine kalan sudur. Mesela Bir kab içerisinde bulunan yağmur veya çeşme suyuna kayıtsız olarak Bu, sudur ‘ denilebilmesi gibi.

MUKAYYED SU: Gül veya çıçek suları gıbıdır. Bunlara kayıtsız olarak su denilmez. Bilâkis gül suyu denilir.

2- Temiz, temizleyen ve (kullanımı) mekrüh olan.

Bu su az olduğu hâlde kedi ve benzeri hayvanların içtiği sudan geriye kalan sudur.

3-Temiz ve temizlemeyen. Bu kısımda zikredilen suyun başkasını temizlememesinin manası Abdestsizliği ve cünüplüğü giderememesi manasındadır. Hakiki pislikleri gidermeme manasında değildir. O halde bu kısım su ile çamaşır gibi şeylerdeki hakiki pislikler temizlenebilir. Bu su abdestsizliği, cünüplüğü gidermek veya ibadet niyetiyle kullanılan sudur. Abdest niyetiyle abdest üzerine abdest almak gibi.

SU, NE ZAMAN MÜSTA’MEL OLUR?

Su sadece kişinin cesedinden ayrılmasıyla müsta’mel (kullanılmış su) vasfını alır. Bir görüşde ise, su cesedden ayrıldıktan sonra bir yerde karar bulması şarttır. Bu ihtiläfa göre yıkanılan bir azanın suyu, başka bir azaya akacak olsa metindeki sahih görüşe göre o uzvu o suyla yıkamak geçerli olmaz. Diğer görüşde ise geçerli olur

Ma-i Müstamel الساءُ الْمُسْتَعْمَلُ Niyet edilmese dahi abdestsizliği cünüplüğü gidermek için veya ibadet niyetiyle kullanılmış olan sudur. Mesela: Abdestli iken )نور على نور( olmak üzere sevap kastıyla yeni bir abdestte kullanılmış olan su. Niyetsız sevâb kazanılamaması sebebiyle bu yeni abdestte ibådeti kastetmek şarttır Ve ayrıca bu ikinci abdesti sevåba aykırı olan israfa vardırmamak için abdestli eda edilmesi şart olan bir ibadeti yaptıktan sonra veya başka bir ortamda almak şarttır. Bu anlatılan şartlara binâen abdest üzerine ibadet niyeti olmadan alınan abdest veya aynı yerde birinci abdest ile abdestsiz edâ edilmesi geçerli olmayan bir ibadeti yerine getirmeksizin yeniden alınmış bir abdest israf sayılacağından bu abdestte kullanılan suda ma-i müsta’mel olmaz.

Yemek yemek için veya yemekten sonra ibadet niyetiyle (sünnet i yerine getirmek için) elleri yıkamak ibâdet sayılacağından bu suda ma-i müsta’mel olur. الْوُضُوءُ قَبْلَ الطَّعَامِ بَرَكَةٌ وَبَعْدَهُ يَنْفِي اللَّمَمَ)

Yemekten önce elleri yıkamak berekettir. Yemekten sonra yıkamak ise delirmeyi kaldırır”.

Hadisi şerîfte geçen )الوُضُوءُ lafzı, istılahı manada abdest değildir. Lügavî mana, yâni temizlik manası kastedilmiştir. (Tahtâvī)

KENDİSİYLE ABDEST CÂİZ OLMAYAN SULAR:

En doğru görüşe göre sıkmaksızın kendi kendine çıkmış olsa dahi- ağaç ve meyve sularıyla, nohut ve mercimek gibi şeylerle beraber pişirilmesiyle veya başka şeyin ona gâlib gelmesiyle inceliği ve akıcılığı gitmiş olan suyla abdest almak câiz değildir.

SUYUN BAŞKA ŞEYE MAGLÜB OLMASI NE İLE GERÇEKLEŞiR:

Katı maddelerin suya karışması durumunda suyun mağlup olması, o suyun akıcılık ve inceliğinin gitmesiyle olur. Safran, meyve ve ağaç yaprağı gibi katı olan şeylerin suyun (renk, tad ve kokudan ibaret olan) bütün vasıflarını değiştirmesinin bir zararı yoktur. Süt gibi kokusu olmayıp sadece renk ve tad vasıfları bulunan sıvıların bir vasfının suda zahir olmasıyla ve sirke gibi renk, tad ve koku özelliklerinin tamamı bulunan şeylerin iki vasfının suda zuhur etmesiyle sıvı şeylerin suya galipliği gerçekleşmiş olup o suyla abdest almak caiz olmaz, Kullanılmış su ve kokusu kesilmiş gülsuyu gibi (normal bir suya aykırı) herhangi bir vasfı bulunmayan sıvıların suya gâlib gelmesi, ölçüyle olur. Binâen aleyh iki rıtıl kullanılmış suyun bir rıtıl temiz suya karışması durumunda o suyla abdest almak caiz değildir. Bunun aksi durumunda ise caizdir. Kovada ki sudan yıkanan kişinin yıkantılanın kovadaki suya sıçramasının zarar vermeyeceği buradan açıkça anlaşılmaktadır. Zira bu sıçrantılar “mai müsta’mel” olup kovada bulunan temiz su kadar olmadıkça abdest veya gusle engel değildir. Fakat en güzeli kovadaki suyu bu sıçrantılardan korumaktır.

PİS SU: Az ve durgun olduğu halde içine necâset düşen sudur.

AZ SU: 10î10 zira’ kareden daha aşağı olan sudur. Böyle bir suya düşen pisliğin eseri, suda belirmeyecek olsa da o su necistir. Veya akıcı olup necasetin eseri kendisinde zahir olan suda necis sudur.

ZİRA: İnsanın dirseğinden orta parmağının ucuna kadar olan miktardır. Bir zira’ takrīben 50 cm olduğunu kabul edersek, 10 zira= 5 metre yapar Dolayısıyla 10*10 zira’ bir yer, 25 m² olan bu yer olur. ESER: Tad, renk ve kokudur.

Temizleyiciliğinde (yani abdestsizliği ve cünüplüğü kaldırmasında) şüphe olan sudur. Bu su, eşek veya katırın artığı olan sudur.

Şöyle ki evcil eşek etinin yenilmesinin helal veya haram olması hakkında Resûlullah Efendimiz’den çelişkili rivayetler nakledildiğinden bu suyun

temizleyiciliğinde şüphe vakı’ olmuştur. Zira hayvanın salyası etinden oluşması itibarıyla etinin hükmünü alır. Katır eşekten doğduğu için eşek hükmünü almıştır.

Bir yanıt yazın